2/28/10

Boombastik...

Hani bir de bildiklerini bilmemis gibi yapmak zorunda kaliyorsun ya.
O zaman soyle arkana yaslaniyorsun koltugunda. 
Yuzunde hafif bir tebessum, gogus kafesinde bir tutam aci.
"hihh" diye guluyorsun soyle sadece...
Camdan bakiyorsun...
Ne hatirliyorsun o telefonu, ne hatirlamiyorsun...
Gerisi kocamaaaan bir yalan...

Bazen hersey icin...
Bazen sevgin icin...

Bazen kendin icin...
Aklindan suphe edenler olsa bile...
Dusuncelerini mantiksiz bulanlar olsa bile...
Soylediginde yalanlayacak olsalar bile...
Hani bir de bildiklerini bilmemis gibi yapmak zorunda kaliyorsun ya...
Rumi'nin kendisini getirsem ne olur ki?

Takili kalan plak...

Takintilar.
Takili kalmalar.
Agirliklar, hafiflikler.
Hepsi bir parcasi olsa da hayatin garip bir sekilde isliyorlar insanlara gore.
Sebebini arastirmak veya bir isleme oturtmak icin cok bilinmeyen var etrafta.
Uymayacagi icin bilinmesi biraz daha zor oluyor bunlari.
Tabi ki tanimadiginiz surece karsidakini.

Ask bir yonde isliyor bu mantikta arkadaslik bir yonde.
Ortasini bulmak bir hastaligin ilaci gibi bunye icin.
Her ilacin yan etkisi oldugunu bilmek, onun olmamasini istemek gayet mantiksiz gelse de, utopik dusunceler insanlarin kendinden kacmasini hatta karsi tarafi kacirtmasi icin bile sebep oluyor.
Son zamanlardaki okudugum, ki guvendigim referanslara gore, kisisel egitim kitaplarinin bir birinin aynisi oldugunu gormek sasirtti aslinda. Demek ki bekledigim 'hayatin sirri'ni bulan insanlarin okuduklarini okuyup, anladiklarini anlayamamak degilmis. Bekledigim onlar gibi gorebilmekmis...
Su anda o kitaplara aslinda icindeki yazilanlara gore "modern din" demeyi tercih ediyorum.
Allah'in gucunu din kitaplarindan alip, kendine vermek ve "eger SEN istersen" demek bundan oteye gidemiyor.
Iste demek ki anladigimla anlatilanlar uyusmuyor bir yerde ki dusunceler ters gelebiliyor.
Ayni mantiksizligin burada da oldugunu dusunmuyor degilim.
Mantiksiz birsey. Cok kabaca ornek verirsenm "eger sen istersen" ornegine;
"Ben Ferrari kullanacagim" diye gezersek ortada, ki ne kadar maddi olsa da, herkesin hedefine ulasilmasi beklenmiyor degil mi? Tabiki beklenmiyor. Matematik ve istatistik denilen olaylar karsina cikar cunku.
Yazarlar cok akilli. Cok...
Vurduklari yerler o yuzden maddiyattan ote maneviyat. "Eger sen istersen" diye baslayip "... mutlu olabilirsin" diyorlar. Demek ki bu sen eger Toyota da kullaniyorsan "mutlusun"...
Mutluluk...
Ne garip kelime gercekten. Herseyden mutlu olabilen var. Oyle gibta ediyorum ki bazen. Cidden...
Mantiksizliginla mutlu olabilmek bir ilim aslinda. Olabilmeli insan boyle. Gercek diyorum. Kitaplarda yazilanlar beni etmese de edenlerin oldugunu bilmek guzel. Sadece bana gore degil.
Melankolikligimin disinda rasyonel bir yapiya sahip, oleni de mantikla karsilayan, gidene de hak vermeye calisan, ama camasirlarin makinada kalmasina sinir yapabilen, hatta aski bile denkleme dokmeye calisip cozmeye calisan bir kisilik olursaniz, sizin de isiniz zor.
"Zorluk mu? Yaparim... " diye kendinizi de avuttabilirseniz, buyrun bakalim size birinci sinif filozof adayi, asi genclik... Ha ben yapamiyorum, ayri bir konu.

Eskinin yukunu tasimak daha da zor aslinda bunlarin arasinda. Simdi bir formul ariyorsunuz sizi rahatlatacak.
Bakip bulamadiginizda afedersiniz kicinizdan bir formul uydurup durum ve vaziyete, onu cozmeye calisiyorsunuz.
"umitlenmek" burada garip bir anlam kazanmiyor mu sizce de?
Kendi uydurabildiginiz imkansiz ve cok bilinmeyenli formulu tek hamle de cozebilek? Ugras vermek buna?
Bakin mantiginiz ne kadar isliyor bilmiyorum ben ama bu kendini kandirmaktan oteye birsey degildir.
Yapmiyor muyum? Yapiyorum, ayri bir konu.

Eskiyen pantolonunuzu nasil atabiliyorsaniz cope, hersey oyle olabilmeli bence hayatta.
Hayatiniz mi eskidi? Aticaksin kenara, gidip yenisine bakicaksin.
Bakis acin mi eskiyor? Aticaksin bir kenara, gidip yeniden bakicaksin olanlara.
Yaklasimlarin eskisi gibi calismiyor mu? At kenara, farkli bir yaklas olaya...
Aslinda buna adapte olmak denilebilinir bir nebze.
Adapte olunacak yer, olunmasi gereken yerle olcusmeli ama zihninizde.
Mantik olmali yine de.
Aglayarak, sizlayarak yaklastigin sonuc vermiyorsa kizarak, bagirarak yaklasacaksin.
Olmuyor mu? Degistir hemen...
Tepki vermemeyi dene mesela...
Ha olmadi mi? Birakmayi dene...
Hala mi basarisizsin? Dondurma almayi dene mesela?
Mutlu edebilir seni... ha tabi sacmalamak gerekiyordu degil mi?
O zaman akillanmayi dene biraz? Olmuyorsa ne yapacaksin mesela?
Her zaman ornekler var hayatta...
Olanini bulacaksin...
Senin yaptiklarin yetmiyorsa, yaptiklarinin haddine deger birsey bulmalisin...
Bulabilenler de var. Hatta elinin altinda olupta onu itenlerin geri donmeleri bile dogru olabiliyor bu durumlarda.
Yapmadim, bilmiyorum... Gozlem sadece...


Hayatin derin sulari var. Gordum bunu ama ben. Yasadim da.
Belirli sure veriyor sana cikman icin o sudan. Hizli ciktiginda vurgun yiyorsun, dibe indiginde onunu goremiyorsun. Gitme hissi herseyden agir basiyor kalma hissinden oldugun yerde.
Ya assagiya, ya yukariya...
Durum bundan ibaret saniyorsun bazen.
Farkli yaklasimlari dusunmeden ikisinin arasinda kalmanin agirligi bastiriyor gogus kafesine.
Daraldikca daraliyorsun.
Durup dusunemezsen eger iki dakika kendinle bas basa, vakit ayiramiyorsan eger suyun sesine hatta rengine, orada olmaktan bile heyecanin da yoksa eger, islandigini bir sayip secim yapmak zorunda oldugunu iki saydiktan sonra isyankar tavirlarla cabaliyorsan, olmaz.
Dusundugunde anlayacaksin ki yalnizsin okyanusta.
Sadece yukarisi ve assagisindan daha cok on, arka, sag, sol ve hatta yerinden kipirdamama gibi seceneginde var. Birak okyanus isini yapsin, kaldirsin seni akintisiyla, indirsin seni isterse basinciyla... Sen birakmalisin ki kendini ona, barismalisin onunla.
Ne demek savasmak onunla? Sen kimsin ki?
Ha diyorsan ki "Eger ben istersem, cikarim suyun uzerine"
Cikarsin cikmasina da beyninde olan odemle hayatini bir pipetin ucundan yedigin proteinle devam etmek zorunda kalirsin.
Birak oysa kendini... Bogulacak misin? Yahu olsun varsin, nedir ki?
Suren senin hayatin suyun altinda. Cikmak istersen de birden cikamiyorsun, dibe de inemiyorsun aksi gibi.
Ikisi de tehlikeli oldugu gibi umursadigin cikamamak, inememek degil oysa....

Modern Monte Cristo Kontu "Ezel" disizindeki gibi olacak biraz ama "Bazen birsey yapmamak en iyisidir"
Modernize olmak bu mudur acaba? Genis dusunmek filan?
Hani swinger'lar filan var. Boyle karisi kocasi bir ciftle sevisiyor filan, filme alip izliyorlar, hey hey hey mutlu oluyorlar, belirli gunlerde filan bulusup tekrarliyor. Bak iki kisiden dort kisiye bile cikariyorlar romantizmi, aski, sevismenin degerini...
Anlamadim hadi onlari da genis dusunmeyi hep batili dusunmek kabul ediyoruz aslinda. gelebildigim kadar batidayim, hala mi sig dusunuyorum bilmiyorum...
Gerci bundan batisi, Kaliforniya var ama cok da degismem sanirim 6 saatlik yolculukta gunesin ters yonune.
Demek ki batiyla alakasi yok bunun.
Ha denilen kitaplari da okudum ben, yok anam yine degismiyor bu genislik.
Ha dersen sen sutten cikmis ak kasik misin? Alakam olmadigini bilen mutlaka biliyordur sutle, kasikla filan...
Ben sadece yuklerimi bir ayakkabi kutusunda saklamiyorum sanirim.
Agirligini o gecmisin sirtimda tasimaktan hoslanmiyorum adeta. Yavasladigimi dusunuyorum bir yere gitmesem bile. Hani olur da gideceksem de engel olur diyorum, korkuyorum onlardan.
Sebesiz bir korku bu. Korkmamam gerektigini, onlarla barismam gerektigini bildigim halde birakiyorum olduklari yere. En azindan deniyorum diyelim, her zaman da basarili olamiyor insan.

Aldatilmanin takilmisligini bir baska aldatmalardan cikarmak ne kadar guc.
Bilmek ustelik kendini, daha bir aci.
Okuyanlar vardir mutalaka Victor Hugo'dan alintiyi... "Kendini bilmek ne korkunc"
Korkunc... Cok hemde...
Onune gecememek onun dusunulemeyen bir sonraki evresidir mutlaka.

En acisi da nedir biliyor musunuz?
Herseyi bir kenara birakip, butun eskilerinizi degistirip, hayatinizi nadasa biraktintan sonra butun bunlarin aksini inandiran kisinin karsiniza cikmasi. Oyle farkli bakmasi hayata, icine cekmesi sizi... Cok farkli hissetmeniz. Gozleriniz acilmis kopek yavrusnun ilk adimlarini atmasi gibi heyecaniniz...
Herseye asi olan tavrinizin yumusamasi, birakmasi kendini...
"ne isim var benim savaslarla boyalarla gozlerimde" demek...
Mutlulugu sindirmeye calisirken...
Herseyin yeniden tekrarlanmasi..
Mutlulugunuzun kursaginizda kalmasi.
Inandiklarinizdan vazgecmeye calistiktan sonra "takinti" olmayan "takinti"larinizin hemen belirip sanki orada yillardan beridir gibi davranilmasi...
Suclamayi yapmadiginiz icin suclanan oldugunuz bir hayatin karsiniza cikmasi...
En acisi da...
En kotusu de...
Her yolun sonunda, her bakis acinizda, ve hatta her hayatinizda yine de sizin olayi "anlamamak"la suclanmaniz...
Tek bakis acisinin sizin binlerce olanina defalarca indirdigi yumruga aldirmadan kalkip yeniden yeniden sizin karsiniza cikmasi...
Ne aci...

2/27/10

Nedense... Sustum...

Dün gece seni sevdiğimi söyleyecektim
Sana ihtiyacım var diyecektim
Nedense sustum
Çünkü sen bundan korkacak kadar özgür
ve 

korkup benden kaçacak kadar bencilsin....



Candan Ercetin....